28 Eylül 2018 Cuma

berceste



"Zaman nasıl geçer?
Kafam nasıl dağılacak?
Nasıl başaracağım işte başka şey düşünmeyi?
Bir bilsen bu akşam harbi başka akşam."

Oyundan ibaret olduğu zamanları hayatın.

Öylesine güzel ki sabah, sanarsın en karanlık gecene güneş doğmuş.

Ailesiyle beraber oturuyorlar küçük mutfaklarında kahvaltı için. Ama öyle güzel ki sabah sanki masada yalnız kuş sütü eksik.

Kapı çalıyor. Arkadaşlar atlamış bisiklete, bekliyorlar onu gelsin de gezelim diye. Ama öyle güzel ki sabah sanki bisiklet değil motosiklet altlarındaki.

Giyiyor ayakkabılarını, hızlı adımlarla iniyor 3. kattan aşağı, alıyor bisikletini, başlıyorlar avare avare gezmeye.

Ama öyle güzel ki sabah ve öyle basit ki hayat asla tahmin edemez bundan 10 yıl sonra yine avare avare gezeceğini.

Yüzünde umudun son okunuşu belki

Avare avare gezecek ama bisikleti olmadan.

Avare avare gezecek ama arkadaşları olmadan.

Avare avare gezecek ama artık oyunlar olmadan.

Avare avare gezecek ama ne o güzel aileden bi eser kalmış ne de o saf ve mutlu çocuktan.

Yine de olsun.

Öylesine rezil ki gece sanarsın kafasının içine beton dökmüşler.

Artık ailesiyle beraber oturmuyorlar o mutfakta. Eskide kalmış o ev, yenisi var.

Artık kapı değil telefon çalıyor. Arkadaşlar değil insanlar arıyor.
Arkadaş olarak görmeye çalıştığı öylesine insanlar.

"Gel gezelim."

Giyiyor ayakkabılarını, iniyor asansörle yine 3. kattan aşağı. Biniyor otobüse, biraz da yürüyor. Başlıyorlar avare avare gezmeye.

Artık hayat oyun değil. Hayat bir sorular, sorunlar bütünü.

Kaldı yine yalnız başına.

Öylesine rezil ki gece tüm başarısızlıklar odasına doluşmuş, bir gece vakti acil servis gibi.

Öylesine rezil ki gece tüm yalanlar yıldızların yerini almış, sırıtıyor yukarıdan en büyük hayali gerçek olmuş küçük bir çocuk gibi ama kin ve nefret dolu.

Öylesine rezil ki gece neredeyse emin güneşin doğmayacağına.

O zamanlardan sağ çıkan tek duygu, eski salıncakta sallanırken içine dolan, artık ufak bi kaç kırıntı gibi olsa dahi, mutluluk.

Ve öylesine rezil ki gece çocukluk anılarını allayıp pullayıp başlıyor yazmaya.

Ne istenen ne istenmeyen.

Ne çekici ne itici.

Ne üstün ne alçak.

Ne iyi ne kötü.

Değil.

Kötünün iyisi işte.

"Ehvenişer"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder