23 Ekim 2018 Salı

Abaküs

Bilmediğim bir şehirde yokuş yukarı çıkıyorum. Yokuşun sonunda ne var, onu bile kestiremiyorum. Tanıdık bir ses, adımlarımı sayarsam işimin kolaylaşacağını söylüyor.

Adımlarımı sayıyorum: bir, iki, üç, dört...

Tanımadığım bir bedene dokunuyorum. Islak saçları yüzüme dökülüyor. Nefesim onun nefesine karışıyor. Bana, nefeslerimi sayarsam işimin kolaylaşacağını söylüyor.

Nefeslerimi sayıyorum: bir, iki, üç, dört...

Bazı geceler uyku tutmuyor. Bir mum yakıp sürekli muma bakıyorum. Alev dalgalandıkça düşüncelerimi siliyorum. Bazılarıysa silinmiyor. Düşüncelerimi sayarsam işim kolaylaşır sanıyorum.

Düşüncelerimi sayıyorum tek tek: bir, iki, üç, dört...

Yıllar öncesinden, önemsiz görünen anılar geliyor aklıma, arada bir. Anılarımda olan insanların çoğu orada kaldılar. Büyüdük, değiştik, koptuk. İçimden bir ses onları anarsam daha huzurlu olacağımı söylüyor.

Kaybettiğim arkadaşlarımı sayıyorum: bir, iki, üç, dört...

Özgür olmak istediğimden, kaçıp kurtuluyorum sevdiklerimden. Ailem ardımda gün sayıyor. Kendi kendime tekrar ediyorum; neye tutunursan, senin kelepçen olur.Tekrar ederken ayaklarımı sıkı sıkı basıyorum yere. Sonra alabildiğine yürüyorum. Bir zamanlar birisi bana, yürürsem mutlaka bir yere ulaşacağımı söylemişti.

Yürürken beni ben yapan şeyleri sayıyorum: bir, iki, üç, dört...

Bir masal geliyor aklıma, nedensiz. Keşke çocukken daha fazla masal dinleseymişim, diyorum, annemden kalan daha fazla parçam olurmuş. Otuz yıllık gümüş bir yüzüğü çeviriyorum işaret parmağımda.

Bildiğim masalları sayıyorum sonra: bir, iki, üç, dört...

Bazen çok korkuyorum. İşte öyle zamanlarda, alışkanlık bu ya, gözlerimi sımsıkı kapatıyorum ve en iyi bildiğim duayı okuyorum. Tek başımayken bile güçsüz olmadığımı bilmek istiyorum, yol virajlandığında bir yere tutunmak istiyorum. Sonra, kaç dua bilirim, merak ediyorum.

Bildiğim duaları tamı tamına söyleyerek sayıyorum: bir, iki, üç, dört...


Dik yokuşu tırmana tırmana bitiriyorum bu arada. Gördüğüm manzara nefesimi kesiyor, dilim tutuluyor. Tüm şehir ayaklarımın altında duruyor, tüm geçmişimi yokuşta bırakmışım.
Sonunda, diyorum.

Sonunda evimdeyim.

Gözlerimi kapatıyorum, ayaklarımı yere sıkı sıkı basıyorum, kardeşimi hatırlıyorum, yüzüğüme dokunuyorum, bir dua mırıldanıyorum.

Nefesimi tutuyorum: bir, bir, bir, bir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder