1 Haziran 2019 Cumartesi

sana mecburiyet meselesi


herkes hayaller kurar
bir karavan almak,
bir sahil kasabasına
veyahut bir tatil köyüne yerleşmek gibi

ben sana şehir hayatı yaşayalım demiyorum
demiyorum da,
ben sana kendimizi çocuklarımıza adayalım mı diyorum sanki?

gel,
tut elimi,
biz seninle bir bahçe kuralım
her bir çiçeğe değsin ellerin
ellerin ne gerek?
şöyle bir parmağının, tırnağının ucu değse yeter
yeter ki gözünün ucu görsün birini

çiçekler dedim
dedim ama
hangi çiçek bana sen kokacak dedim mi?

yeter ki burnunun ucu okşasın yaprağını
yeter ki bil bir çiçeğin yaprağının varlığını
sen kokmaya yeter de artar

gel,
tut elimi,
bahçemiz olsun
eve ne gerek?

ekeriz ya,
biçeriz de
sen ol,
karnım doysun,
yeter

uyku mu dilersin?
para?
inan hiçbirinde gözüm yok

bir nefesine açım
bir nefesine hasret
bir nefesine tutuk

gel,
bahçemiz var ya,
küçük de bir salıncak yaparız
belki gözümüze uyku girer de bebekler gibi sallanarak uyuruz

salıncak ne gerek?
huzur kollarında

bir tenine saklıyım
bir tenine mahkum
bir teninde suçlu

gel,
hiçbir şeyimiz olmasın
ne bahçe, ne salıncak,
ne de çiçekler

yatarız bir yere
başımızın üstü gökyüzü
yatarım göğsüne
ya da sen dizlerimde olursun
sonsuzluğun saklandığı yeri ararız

sonsuzluk dediysek,
gökyüzüne bakacak değiliz ya
dizimin dibindedir
başımın altında
ki çoktan bulmuşuzdur

gel,
bir nefesin olsun,
bir de kulağım ki nefesini duyayım,

gökyüzü senin yüzün
ev senin yanın
çiçek senin kokun
huzur sen

tut elimi
bir sen ol
bir de tepemizde ay, sırf lüksümüze
sana mecbur ben,
daha ne gerek hayatta?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder