1 Ağustos 2019 Perşembe

saat beşi çalarken



gözlerimin ardındaki çığlıktı 
rüzgar
tutsaktı düşüncelerle dolu hücremde esemiyordu
kaçmak istiyordu çelişkili sorulardan
kaçamıyordu
anlatmak istese
nerden başlanır 
nasıl anlatılır
benim gibi, bilmiyordu

sıcak battaniyenin soğuk zeminle buluşmasıydı
rüzgar
fevriydi aldığı tüm kararlarda
öfkeden mi böyle uzaklaşmıştı kendinden
bilmiyordu
yalnız kalmıştı soğuğun karşısında 
ürkekti bedeni
nasıl ürkek olabilir ölümsüz bedeni
anlayamıyordu

her duyguyu içinde yaşardı 
pek konuşmazdık biz, bilirsin
sımsıcak olurdu yanakları mutluyken
usulca sarılırdı estikçe 
anlardım büyük bir derdi var
ayazı soluğumu kestiğinde

göğün maviyle dansıydı 
rüzgar
görmeliydin ,muhteşemdi
saat beşe geliyordu
turuncu bir elbise giymişti
Mavi, belinden kavramıştı göğü
gök vurulmuştu güzelliğine
durmadan döndürüyordu dans pistinde maviyi
turuncu narin kumaş sarılıyordu göğe
ve yavaşça yerini bırakıyordu maviye

göğün maviyle dansıydı 
rüzgar
sıcak battaniyenin soğuk zeminle buluşması
gözlerimin ardındaki çığlıktı
her duyguyu yaşardı, içinde
ne yaşadığı o bunu istemese de anlaşılırdı

nedense o gece uyuyamamıştım 
ama nasıl olduysa
tek kelime etmemiştik gece boyu
sanırım karanlık pek ona göre değildi
Güneş doğarken anladım 
ufak bir tebessümdü 
rüzgarın Güneş ile uyanışı

ateşböcekleri gibi saat beşi çalarken
usulca 
aşkı fısıldadı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder