27 Nisan 2019 Cumartesi
başlıksız not-2
Aşağıdan yukarı rengi açılan siyah bir tema fakat sonu beyaza varmıyor. Sonsuzluğun sol köşesinde bir şarap fıçısı yıllanıyor. Fıçının sonsuz kadar ötesinde bir elma ağacı var, çürümeye yüz tutmuş. Güvercinler değil, gözü dönmüş kuzgunlar uçuşuyor griye çalan sonsuz gök yüzünde. Elinde tuttuğu sonsuz uzunluktaki zincirin ucunda midesi sırtında bir sırtlan gezdiren kız kaçmaya çalışıyor sonsuz siyahtan. Sonsuz kadar yakın mesafede sonsuz siyah dağlar beliriyor.
Her taraf giriyor birbirine, buruş buruş oluyor sayfa. Siyahı içinde kalıyor, beyaz bir top var artık elimde. Kafamda dönen siyah dünyanın resmi gözümün önünde olmasa bile dünya hala o resim kadar renksiz benim için. Anlamlandıramadığım insan portreleri gelip geçiyor yanımdan.
Bir mezarın içinde yaşıyorum. Et ve kemikle gömülmüşüm. Yırtmaya çalışıyorum, yumruklarımı savuruyorum, sağına soluna tekmeler atıyorum fakat çıkamıyorum dışına. Çığlıklar atıyorum.
Dışarıdan duyulamayan çığlıklar.
Doğrularınızı, doğrulamaya çalıştıklarınızı kabul etmiyorum. Beni güçsüz sanıyorsunuz ama asıl güçsüz olan sizlersiniz. Benim sınırlarım veya keskin köşelerim yokken, siz tahmin ve kontrol edilebilirsiniz. Her hareketiniz ve "doğru" nuz belli. Sizler benim samimiyetime inanırken, ben doğru ve inandığınız şeyleri kullanarak sadece sizin yaşam perspektifinizi deneyimlemek için etrafınızda gezinen yabancı bir varlığım.
Korkun, korkmalısınız.
Etrafınıza duvarlar örün ki kontrolden çıktığım vakit, zayıf benliklerinizde hasar verecek kadar özünüzü bilmeyeyim.
Maskeler düşüyor diyordum, artık eskisinden fazla olacak şekilde artıyorlar her gün.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder