4 Mart 2019 Pazartesi
natüvan
Zerdüşt misali adımlıyorum kaybolmuş bir halde en karanlık yanımın içinde. Çökmüşüm artık. Anlaşılmamak, anlatamamak, cansızmışçasına boş ve yalın hissetmek, olduğun gibi yaşayamamak, yaşadığın gibi olamamak bitirmiş artık beni. Şu boş benliği yok etmek mutlak mutlulukmuş gibi yankılanan bir fikir kafamın tam ortasında.
Zayıfım.
Kendimi güvenli hissettiren bir akarsuya bırakıyorum dışıma vurmuş fikirlerimden arınmak için. Etrafımı şefkatle sarıyor akarsu, çekip alıyor tüm hastalıklı fikirleri üstümden ve kendisiyle sürüklemeye başlıyor beni bir bilinmeze doğru.
Zayıfım.
Akarsuyun kalbinde yol alırken başlıyor aniden bir fırtına. Beni şefkatle saran akarsu ister istemez başlıyor beni sağa sola vurmaya, savruluyorum kontrolüm dışında.
Zayıfım.
Fırtına dindi fakat onun indirdiği siyanür taneleri karışmış içimize. Tereddüt ediyorum akarsuya eşlik etmeye, çıkış basit fakat zerdüşt misali yalnız başıma yürümek zor geliyor artık. Sonunu düşünerek, korkarak hareket etmek istemiyorum bu sefer. Onca zamandır beni harekete geçmekten alıkoyan şu düşünceleri umursamıyorum bu sefer. Kendimi akarsuya bırakıp neler olacağını görmek istiyorum bu sefer.
Zayıfım.
Zayıfım çünkü yalnız yürüyemiyorum.
Zayıfım çünkü hep doğruyu aramakla geçiyor zamanım.
Zayıfım çünkü başkalarının yol göstermesine ihtiyacım var.
Zayıfım çünkü ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
Zayıfım çünkü kararlarımda kesin değilim.
Zayıfım çünkü düşünme hastalığı yapışmış benliğime.
Artık beni götüren akarsuyun kaynağı gözyuvarlarım kadar kuru.
Son bir yağmur gerek temizlenmesi için her şeyin.
Veyahut son bir fırtına gerek, son kez ordan oraya savrulup kaybolmam için.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder