31 Ocak 2019 Perşembe

zayıf sarı sokak lambaları


Art arda sıralanmış zayıf sarı sokak lambalarının arasında, elimde solmuş bir zakkum ile adımlıyorum gölgemi düşüp bayılacakmışçasına.

Sıra sıra lambalar ne hoş, birinden diğerine 50 metre.

Adımlıyorum her 50 metreyi düşüp bayılacakmışçasına, aklımda her başarısızlık bir damarımı sabah ayazında surata vurulan buz gibi bir avuç su gibi tıkıyor.

Adımlarım göz kapaklarım gibi ağırlaşıyor ama yürümem gerekli sonu hiç bir yere varmayan bu sokağın sonuna kadar.

17 sokak lambası saydım bu dünyaya döndüğünden beri benliğim.

Vücudum zayıfladıkça hayal gücüm hakim oluyor gerçekliğime.

Kusursuz bir çizgi çekiyor ikisinin tam ortasına, ayıramıyorum gerçeği ve hayali birbirinden.

Yazın ortasında zayıf sarı sokak lambalarının saçtığı zayıf ışıkta kar taneleri süzülüyor beni öldürmek ister gibi, koşuyorum ama kaçmak imkansız.

Bu çaresizlik aklımı bitap düşürüyor.

Annesini markette kaybetmiş küçük bir çocuk gibi hissediyorum.

Altına sığındığım market brandası güvende hissettiriyor bana ama arkamdaki köpekler gitgide yaklaşmış. Kar taneleri daha zararsız, koşuyorum tekrar onlar eşliğinde.

Bacaklarım beni taşıyamaz oldu artık ama görüyorum sokağın sonundaki, son zayıf sarı sokak lambasını.

Gülümsüyor bana, içimde bir sıcaklığa sebep oluyor. Anlamsız bir şekilde güven veriyor bana sanki her şey bitecekmiş gibi ona varınca.

Son kez sınırlarımı zorlayıp koşuyorum,
son umuduma doğru.

Sarılıyorum ona ama zayıf bile olsa ışığı beni kör etmiş, ancak şimdi fark ediyorum çıkmaz sokakta olduğumu.

Kafamı çevirdiğimde köpekler ve kar taneleri beni bekliyor.

Evet, doğru düşünmüşüm ona varınca her şey bitecekmiş.

Elime bakıyorum, boynu bükük zakkum hala avucumda.

Benim sonum bu çıkmaz sokakta, bu zayıf sarı sokak lambasının altında,
avucumdaki zakkumun sonuysa dişlerimin arasında geliyor.

Artık bitti her şey.

Güvendeyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder