9 Eylül 2018 Pazar
ulaşılmaz
Ulaşılmazın çekiciliği yaşar kenar kuytu bi yerinde içimizin. Yürekten veya kafadan bilsek dahi ulaşılmaz olduğunu, arzulamaktan vazgeçmeyiz asla.
"O da diğerleri gibi biriydi işte. Diğer insanlarca yargılanmaktan korkan, toplumun doğru ve yanlışlarıyla hareket eden. Hatta böyle yaşamak için o "şey" ile savaş veren.
Ama o gece,
o dibi gördüğü gece,
o tüm insanlardan uzaklaştığı, nefret ettiği gece
içindeki o "şey"e;
her fırsatta onu sonu olmayan bir yola götüren o "şey"e karşı savaşını kaybetmişti.
6:22'de uyandığı vakit, gri şehrin yüreğini deliverecekmişçesine kasvet dolu gökyüzüne karşı içtiği sigarasının her bir dumanında kim bilebilirdi ki başka birine dönüşeceğini."
Bi kadındır çoğu zaman ulaşılmazımız. Onu sevdiğimizi sansak bile sevmiyoruzdur aslında. Onda sadece ulaşılmazın çekiciliği vardır bir girdap misali. Aynıdır hep, döner durur. Bunu bilmemize rağmen dalarız en tepeden tam ortasına ve başlar en dibe olan yolculuğumuz.
Belki dışı güzeldir bu kadının belki de içi. Ama mesele bu değildir. Mesele ulaşılmaz olmasıdır.
Bir madalyon misalidir ulaşılmaz kadın. Bi tarafta sadece istediğin, sevdiğin yanlarıyla oluşturduğun hayali hali, diğer tarafta tüm çıplaklığıyla kabullenilemez gerçekliği.
Ee sonuçta biz ulaşılmazların adamlarıyız dimi? Ne olursa olsun, gözümüzü açıp objektif şekilde baktığımızda itici olsa bile ulaşılmaz ulaşılmazdır, bir girdaptır girdin mi çıkamazsın.
Aylar, yıllar dahi onun ulaşılmazlığını yıpratamaz çünkü biz onu o olduğu için veya sevmeyi sevdiğimiz için değil acı çekmeyi sevdiğimiz için severiz.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder