insanlara katlanamıyorum
dayanamıyorum bahar bahar kışa kesenlere
yaz güneşi fikrine mont giydirenlere
katlanamıyorum
-malı mı -meli mi onu da hiç bilmiyorum
yalnız
karıncalara üzülüyorum
çünkü
çünküsü yok
çünküsü olsa yorulursun
aslında işin özü
işin özü basit aslında
düşünme öyle kara kara
sevme işte kucak kucak
koklama şu çiçekleri
düşün bi
sen olmasan n'olacak?
bak nasıl sakin oluyor köşe bucak
tekrar et
ben olmasam n'olacak?
püf noktası basit bu işin
bir puf kadar altında tozların
zahmetsiz hem de
bir şeyler yapmak değil
yapmamak gerektiriyor
mesela
denemeyeceksin anlamayı
kendini anlamlandırmaya da hiç kalkışmayacaksın
çünkü
çünküsü yok
çünküsü olsa yorulursun
güneşe mont giydirirler sonra
titreyen elleriyle ıslak bulutlar
bakakalırsın bahar bahar
bu ara cok düşünür oldum
bu ara çok titrer ellerim
içim bir garip olur bu ara
bir yanım
'mutlusun devam et' der
diğeri bağırır sessizliğin çarpık bacak aralarından
'mutlu olacaksın da n'olacak?'
eskileri hatırlarım böyle anlarda
pek iyi gelmez kesitleri
ödünü patlatır insanın
gelip geçtikleri
mesela bu buruk şiir dizeleri
hatırasıdır yaşanan son nisanın
unutayım unutayım derken
bu ara çok düşünür oldum
bu ara çok titrer ellerim
çünkü insanoğlu her şeyi atlatabildiğini sanır
çünkü insanoğlu atlatamaz çoğu şeyi
çünkü mutlu değiliz
öyleyse mutluluk diye bir şey yoktur
onu ancak özleyebiliriz
çünkü
çünküsü yok
çünküsü olsa yorulursun
işin özü basit
püf
sonra da
puf
şahıssızyazar&manolya
23 Mart 2019 Cumartesi
22 Mart 2019 Cuma
vazgeçmek zamanı
vazgeçmek zamanı gelmişti artık
hayatın bir yerinde
fısıltısız yemek sofralarında susuz
yahut
geceleyin kaldırımsız sokağın başında uykusuz
artık anlamalıydı
yalnızlık
kimsenin beklemediği otobüs duraklarına mahsustu
ve insan
yalnız insan için vardı vesselam
çünkü
çünkü krallar asla tartışmazdı
vazgeçmek zamanı gelmişti artık
anlamalıydı
anlamalıydım ama
tam anladım derken
kafam karışırdı hep
bazı bazı düşünceler girer
çıkar
çıkmazdı
saplanır kalırdı karanlığıma
perdeler aralanırdı uykusuz sabahlarımda
sahi
sen sever miydin ki beni
beyaz perdelerin arkasında
ya da
güneşin hakikaten ısıtır mıydı içimi
panjurlarımın ardından
orası
işte orası tam bir muamma
insan
yalnız insan için mi vardı
hakikaten binmez miydi kimse o ıssız duraklardan
yoksa bir yanılgı mıydı içine düştüğümüz
al sana bir muamma daha
ah sevgilim
sana öyle seviyor
seni öyle aşıktım ki
bu muammalar sarayında
bilmiyordum hiçbir şeyi
çünkü
çünkü krallar asla tartışmazdı
sonra
sonra kafam karışırdı hep
bazı bazı düşünceler girer
çıkar
çıkmazdı
bu muammalar sarayında
beni dinle manolya
kendimden istifa ettim içerimden istifade
senden edemedim kederimden
beni dinle manolya
sen benim kadarsın
varlığın düşlerimce derin
yokluğunsa hayallerim ederinde benim
anlayabildiğimce seni
ki çoğu zaman anlamam
ki çoğu zaman da anlamı yoktur anlamanın
sadece
yokoluverecekmişsin gibi olurum kimileri
olursun da bazı bazı
bir şiiri uzatmak büyük bir suçtur
kalemimse kanadından kan damlayan bir kuş
anla beni manolya
fazla uzaklara uçamam
nokta koymak istiyorum tek celsede kalemime
imlasızlık felsefesinden kurtulmak
bu şiir
hayatıma yeni bir virgül
sevgisizliğime de gecikmiş bir nokta
affet beni manolya
bir başkası beklesin sensizken sabahı
işte şimdi
sen gelmeden
geldi işte
vazgeçmek zamanı
şahıssızyazar&manolya
hayatın bir yerinde
fısıltısız yemek sofralarında susuz
yahut
geceleyin kaldırımsız sokağın başında uykusuz
artık anlamalıydı
yalnızlık
kimsenin beklemediği otobüs duraklarına mahsustu
ve insan
yalnız insan için vardı vesselam
çünkü
çünkü krallar asla tartışmazdı
vazgeçmek zamanı gelmişti artık
anlamalıydı
anlamalıydım ama
tam anladım derken
kafam karışırdı hep
bazı bazı düşünceler girer
çıkar
çıkmazdı
saplanır kalırdı karanlığıma
perdeler aralanırdı uykusuz sabahlarımda
sahi
sen sever miydin ki beni
beyaz perdelerin arkasında
ya da
güneşin hakikaten ısıtır mıydı içimi
panjurlarımın ardından
orası
işte orası tam bir muamma
insan
yalnız insan için mi vardı
hakikaten binmez miydi kimse o ıssız duraklardan
yoksa bir yanılgı mıydı içine düştüğümüz
al sana bir muamma daha
ah sevgilim
sana öyle seviyor
seni öyle aşıktım ki
bu muammalar sarayında
bilmiyordum hiçbir şeyi
çünkü
çünkü krallar asla tartışmazdı
sonra
sonra kafam karışırdı hep
bazı bazı düşünceler girer
çıkar
çıkmazdı
bu muammalar sarayında
beni dinle manolya
kendimden istifa ettim içerimden istifade
senden edemedim kederimden
beni dinle manolya
sen benim kadarsın
varlığın düşlerimce derin
yokluğunsa hayallerim ederinde benim
anlayabildiğimce seni
ki çoğu zaman anlamam
ki çoğu zaman da anlamı yoktur anlamanın
sadece
yokoluverecekmişsin gibi olurum kimileri
olursun da bazı bazı
bir şiiri uzatmak büyük bir suçtur
kalemimse kanadından kan damlayan bir kuş
anla beni manolya
fazla uzaklara uçamam
nokta koymak istiyorum tek celsede kalemime
imlasızlık felsefesinden kurtulmak
bu şiir
hayatıma yeni bir virgül
sevgisizliğime de gecikmiş bir nokta
affet beni manolya
bir başkası beklesin sensizken sabahı
işte şimdi
sen gelmeden
geldi işte
vazgeçmek zamanı
şahıssızyazar&manolya
4 Mart 2019 Pazartesi
natüvan
Zerdüşt misali adımlıyorum kaybolmuş bir halde en karanlık yanımın içinde. Çökmüşüm artık. Anlaşılmamak, anlatamamak, cansızmışçasına boş ve yalın hissetmek, olduğun gibi yaşayamamak, yaşadığın gibi olamamak bitirmiş artık beni. Şu boş benliği yok etmek mutlak mutlulukmuş gibi yankılanan bir fikir kafamın tam ortasında.
Zayıfım.
Kendimi güvenli hissettiren bir akarsuya bırakıyorum dışıma vurmuş fikirlerimden arınmak için. Etrafımı şefkatle sarıyor akarsu, çekip alıyor tüm hastalıklı fikirleri üstümden ve kendisiyle sürüklemeye başlıyor beni bir bilinmeze doğru.
Zayıfım.
Akarsuyun kalbinde yol alırken başlıyor aniden bir fırtına. Beni şefkatle saran akarsu ister istemez başlıyor beni sağa sola vurmaya, savruluyorum kontrolüm dışında.
Zayıfım.
Fırtına dindi fakat onun indirdiği siyanür taneleri karışmış içimize. Tereddüt ediyorum akarsuya eşlik etmeye, çıkış basit fakat zerdüşt misali yalnız başıma yürümek zor geliyor artık. Sonunu düşünerek, korkarak hareket etmek istemiyorum bu sefer. Onca zamandır beni harekete geçmekten alıkoyan şu düşünceleri umursamıyorum bu sefer. Kendimi akarsuya bırakıp neler olacağını görmek istiyorum bu sefer.
Zayıfım.
Zayıfım çünkü yalnız yürüyemiyorum.
Zayıfım çünkü hep doğruyu aramakla geçiyor zamanım.
Zayıfım çünkü başkalarının yol göstermesine ihtiyacım var.
Zayıfım çünkü ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
Zayıfım çünkü kararlarımda kesin değilim.
Zayıfım çünkü düşünme hastalığı yapışmış benliğime.
Artık beni götüren akarsuyun kaynağı gözyuvarlarım kadar kuru.
Son bir yağmur gerek temizlenmesi için her şeyin.
Veyahut son bir fırtına gerek, son kez ordan oraya savrulup kaybolmam için.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)


